Derleyen: Semra EROL
Derleme Yeri Tarihi: Ankara 2004
Hamam, türbe, cami gibi yerlerde mum yakılmasının tek sebebi, sadece dilek dilemekolmayıp insana zarar verebilecek kötü ruhları kovmak amacı taşımıştır.Adak ve ziyaret yerlerine mum yakma, Şamanist dönemin ölüler kültüyle de yakındanilgilidir. Anadolu sahasında ateş her ne kadar cehennemi ve şeytanı hatırlatan bir unsur olarak düşünülmekte ve bu konuda derleme yaptığımız kişiler bunu vurgulamakta iseler de ziyaret yerlerine mum yakarak adak adama, dileği gerçekleştiği zaman o ulu mevtanın ruhuna teşekkür için tekrar dönüp mum yakma Şamanist dönemden kalma hatıralardır.
Mezar üzerinde mum yakma âdeti, hortlakların yeni ölene zarar vermemesi amacını taşır. Hatta inanca göre, hortlakların ateşten korktuğu da söylenmektedir. Kabir başına mumyakan kişi, oradaki yatırla kendini bütünleşmiş, ondan bir parça olmuş gibi kabul ediyor.
Halkımız arasında yaygın olan bir inanç da cenaze çıkan odada kırk gün ışık yakılmasıdır. Güya ölü çıkan odada kırk gün ışık yakılırsa, ölünün ruhu geldiği zaman karanlıkta kalmaz, evini ve odasını daha çabuk bulurmuş.
Kutsal mekânlarda mum yakma geleneği, hayır sınıfına giren kurban içeriğindedir. Mum yakan, bir adakta bulunsun veya bulunmasın; kutsal mekânı aydınlatarak, o mekânın sahibi olandan, doğaüstü ile kendisi arasında aracılık yapmasını umar.
Türbelere Paçavra Bağlama ve Mum Yakma Hurafelerinin Menşei
11 Mayıs 2010 / 23:51
Diyanet Dergisi – 1961 – s. 180-182
Abdülkadir İNAN
İslâm Dini'ni kabul eden bütün kavimler, atala rından kalmış, Tanrı'ya ortak katan eski dinlerinin birçok hurafelerini, yeni kutlu dinlerine sokmak iste mişlerdir. Birçok müfessir ve hadis râvîleri mühtedi Yahudilerden, Talmud masallarını nakletmişlerdir. Türk kavimleri de, İslâm Dini'ni kabul ettikten son ra, eski Cahiliyyet devrinden kalma birçok görenek ve gelenekleri muhafazada devam etmişlerdir. Bu hurafelerden Türkler arasında en çok yaygın olanları, türbelere ve kutlu saydıkları ağaç ve çalılara paçav ra bağlamak ve türbelere mum yakmak adetidir. Bu hurafeler, bütün Türk dünyasında, Altaylardan Ana dolu'ya kadar uzanan sahada tesbit edilmiştir. Bu adetlerin Müslümanlıkla hiç bir ilgisi yoktur. Bunlar eski şirk ve küfür dünyasının kalıntılarıdır.
1 — Paçavra bağlama hurafesinin menşei :
Bu adet Orta ve Kuzey Asya kavimlerinin eski dinleri olan Şamanizm'in önemli unsurlarından biri dir. Altaylı şamanist Türkler'in inançlarına göre her dağın, pınar, gök ve ırmakların, Tanrı için dikilen ağaçların «izi»leri vardır. Eski Türkçe'de «izi» (issi) «salıip», «seyyid», «mevla»anlamlarına geliyordu1.
Çağdaş Altay'lı şamanistlerin inandıkları «izi»1er Göktürk yazıtlarında toptan «yer-su» ile ifade edil mektedir. Göktürkler bu «yer-su» ruhları Türk va tanının koruyucu ruhları sayarlardı. Altaylıların inançlarına göre bu «izi»1er kişi oğlundan kurban isterler, kurban vermeyenlere zararları dokunur. Fa kat bu ruhlar kanaatkar ruhlardır. Bir paçavra par çası, bir tutam at kılı, hatta kurban niyetiyle atılan bir taş bile onları tatmin eder. Bunlardan en çok hoş landıkları şey paçavra parçalarıdır. Altaylılar bu paçavralara «yalama» derler2.
Türkler Müslüman olduktan sonra bu eski müşriklik devrindeki inançlarını ve adetlerini büsbütün bırakamamışlar ve bunu evliya saydıkları adamların türbelerine ve orada biten ağaçlara paçavra bağla mak suretiyle Müslümanlaştırmak istemişlerdir. Fa kat bu adetle gerçek Müslüman alimleri asırlar bo yunca mücadele etmişler ve bir çok yerlerde kaldır mağa muvaffak olmuşlardır. Bazı yerlerde ise bu ade te hala rastlanmaktadır.
2 — Türbelere mum yakma adeti :
Bu adet de çok eski müşrik kabilelerin adetlerindendir. Eski çağlarda yalnız azizlerin türbelerine de ğil, her ölüye mum (çerağ) yakılırdı. 19’uncu yüzyılın ilk yarısında Kırgızlar arasında ölüler için de çerağ (mum) yakma çok yaygındı. Bu hurafe ile ciddi mü cadele eden Molla Gazi isimli bir hoca, manzum risa lesinde Kırgız - Kazaklar'ın ölülerinin ruhu için mum yakma (çerağ) adetini Kur'an hatmetmekten sevaplı saydıklarını sert bir dille tenkid ederek diyor ki: «Ölü için kırk çerağ hazırlarlar. Buna ihlasları o ka dar kuvvetlidir ki, Kıır'an'an hatim indirmekten de sevablı sayarlar ve böylece her gün bu çerağlardan(mumlardan) birini yakarlar»
1920-1922 yıllarında Kırgız-Kazak ülkesinin bir çok vilayetlerinde dolaştığımızda bu adetin çoktan beri ortadan kalkmış olduğunu öğrendik. Kırgız mollalarının bu müşrik adetiyle başarılı mücadele yap mış oldukları anlaşılmaktadır.
Bu adetin eski müşrik dinlerin kalıntısı olduğu malum ise de menşei karanlıktır. Arkeologların ço ğu bu adetin en iptidai ateş kültü ile ilgili olduğuna kani'dirler. Hıristiyanlıktan önce Helenler ve Roma lılar mezarlarda ve mezar taşları üzerinde meş'ale yakarlardı2. Hıristiyanların İsa ve azizlerin suretleri (ikonları) önünde mum ve kandil yakmaları, işte bu eski Roma ve Helen paganizminden geçmiş bir hura fe idi. Hıristiyanlık Roma İmparatorluğu’nda yayıl dığı ilk asırlarda köylü halk (Paganı) eski dini adet lerini hattâ ayinlerini muhafaza etmekte ısrar ediyor lardı. Hıristiyan din adamları müşrik devrin kalıntısı olan bu hurafeyi söküp atmanın güç olduğunu anla yarak bu adeti Hıristiyanlaştırmağa mecbur kalmış lar ve ilk Hıristiyanların katakomplarda ve karanlık mağaralarda gizli ayinler yaptıkları çağlarda kandil ve meş'alelerin hatırası diye kitaba uydurmuşlardır.
Müslüman Türklere bu eski müşriklerin adeti muhakkak ki Hıristiyanlar vasıtasiyle geçmiş ola caktır. Anadolu Türklerinin daha Orta Asya'da bulun dukları tarihte oradaki Hıristiyan cemaatlerden al mış olmaları mümkündür. Hele İstanbul'un fethinden sonra Bizans Hıristiyanlarının pek çok adet ve inanç ları cahil Müslüman tabakasının akidelerine bulaş mıştır.
Eski Türk Şamanlığında çok önemli kült olan ateş kültü hatıraları bu adetin Türkler arasında ya yılmasına vardım etmiştir.
Özet olarak diyebiliriz ki, bu iki hurafe, menşe leri bakımından, her ikisi de, Tanrı’ya ortak katan (müşrik) dinlerden gelmiş adetlerdir. Din adamları nın bu hurafelerle ciddi bir surette mücadele etme leri önemli dinî ödevlerindendir.